30 Haziran 2013 Pazar

DOKSANLAR...





Merhaba;

Doksanlar dizisi ATV'de başladı. İzlediniz mi bilmiyorum ama eğer doksanlara dair hatıra sahibi yaşlardaysanız izlemenizi tavsiye ederim.

Dizinin başlangıcında seti nasıl kurduklarından bahsetmekle kalmayıp aşamalarını gösteriyorlar. Açıkçası o kadar çok emek harcanmış ki sırf emeğe saygıdan bile izleyebilirsiniz. Ama dizinin devamına geçtiğinizde hayatınız gözünüzün önünden adeta bir film şeridi gibi derler ya aynen öyle geçiyor.

Diziyi izledikçe neler geldi aklıma neler...
Renkli ve kumandalı televizyonun evimize girdiği gün yaşadığımız sevinç ve heyecan inanılmazdı. O dönemde çanak anten yoktu ve tenekeden antenler kullanırdı. O antenler de her rüzgarda döner, yerinden oynardı evin erkeği de antenle oynayıp geldi mi diye sora sora ayar yapardı. Kaç erkek çatıdan, balkondan bu yüzden düşme tehlikesi yaşamıştır. Uzaktan kumanda yokken benim gibi evin en küçüğü iseniz kanal değiştirmek, ses açıp kapamak asli görevinizdi. Bir fenomen Yalan Rüzgarı; kadınların günlerinde dedikodu konusu olduğundan o gün yeni bölümü kaçıran ezik olmamak için soluksuz takip ederlerdi. Televizyon üzerinde dantel yoksa o evin hanımı tembel yada beceriksiz olarak nitelendirilirdi. Gençlerin vazgeçilmezi ise Çılgın Bediş, kızların aşkı da Oktay karakterini oynayan Cenk Torun'du.

Dinlediğimiz müzikler şimdi ne kadar komik gelse de o dönemin en iyisiydi. Aslında şimdi bile dinlediğimde keyif aldığım şarkılar vardı. O dönemde Küçük Emrah'ın taksisi, Seden Gürel'in devlerin aşkı, Aşkın Nur Yengi'nin gel yabanisi, Mustafa Sandal'ın onun arabası var, Hakan Peker'in köylü kızı, ateşini yolla banası, Bendeniz'in neredeyse tüm albümü, Jale, Tayfun, İzel-Çelik-Ercan, Harun Kolçak dinlediğimiz şarkıve şarkıcıların başında gelirdi. Bir de gruplarımız vardı; Çıtır Kızlar, Bir Kaç İyi Adam... Yabancılardan Spice Girls hayranlığı ile hepimizin topuklu spor ayakkabıları o zamanki adıyla Spice Girls ayakkabıları olmuştur. Spice Girls kızlarından birini kendimize idol seçmiş ve onun gibi saçlar yapıp, onun gibi giyinirdik.

Sokakta oynarken vaktin nasıl geçtiğini anlamaz, annemizin 15. çığlığına kadar "anne 5 dakika daha, anne geliyorum" diyerek oyundan vazgeçmezdik. Mahallede kuş uçsa haberi olan mahalle bakkalımızdan yaz günlerinde meybuzun dibine vurur ailemizin hesabına yazmasını söylerdik. Herkesin evinde bir yığın gazete kuponu olur, hediyesini alacağımız günü iple çekerdik.
Daha neler neler....

Aaaah... O eski günler... (Özlemişim)

E sizler neler yapardınız? Siz de özlüyor musunuz o günleri? Merak ediyorum. Lütfen yorumlarınızda benimle paylaşın...

XOXO :)))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder